Reklam

Platonik Aşka Dair

Seni sevmek nedir biliyor musun? Hani güneş sabahın ilk ışıkların da sıcaklığını ve rengini gösterir ya insanın içi ısınır. Hani gece olunca yıldızlar pas parlak gösterir ya insanın gözleri kamaşır seni sevmekte böle bir şey yüreğimi ve bedenimi ısıtıyorsun sana baktıkça gözlerim daha bi parlıyor.
Aşkların en acısı platonik aşktır seversin ama sevdiğin bilmez yada görmezden gelmez insana acı verir ellerini tutmak istersin, öpmek istersin öpemesin yüzüne ve saçlarına dokunmak istersin dokunamasın. Defalarca seni seviyorum, seni seviyorum diye haykırmak istersin ama hep susmak zorunda kalırsın.
Çünkü bu tek kişilik ve adına platonik aşk dediğimiz bir aşktır.

Platonik aşk işte sadece içinde beslersin resimlerine bakıp o güzelim hayallere dalı verirsin bazen de bir kadeh alıp resmine saatlerce bakıp dinlediğin müzikle de kendini kaptırı verirsin acılara yalnızlığa. Defalarca sana gönderdiği mesajları teker teker usanmadan okumaya başlarsın.
Evet, ben seni senin haberin yokken seviyorum haberinde olacakmı inan bende hiç bilmiyorum düşündüğüm tek şey seni kaybetmemek. Aslında benim sevgim bir güneşi sevmek gibi işte. Güneşin parlaklığına ve ve sıcaklığından o kadar etkilenirsiniz ki ona dokunmak istersiniz ama asla dokunamazsınız bu imkânsız. Benim kide böle bişey iste sana da dokunmak imkânsız sen o kadar parlaksın ki o kadar güzelsin ki kıvırcığım belki beni yanında bile göremiyorsun yanında tutuştuğumu bilmeden yanımdan geçiyorsun.
Belki de o güzel ve masum yüreğinde bir sevda vardır belki sende benim sana tutuştuğum gibi sende birine tutuşmuşsundur ve hasretle belki olur diye bekliyorsundur kim bilir.

Hani sana ben gül bebeğim diyorum ya çünkü sen gül kadar güzel bebek kadar ise masum ve özelsin. Evet, senin bu yazıdan haberin olurmu bilmiyorum olacağını da zannetmiyorum zaten
Ben daha bu adına aşk dediğimiz platonik aşka ne kadar katlanırım inan bende bilmiyorum

Platonik aşk şiiri

Karanlık gecelerin,
Sonunu zor getiriyordu,
Kör kuyularda

Zaman öyle yavaş işliyordu ki,
Sanki sabaha düşmandı saatler.
En ufak bir umut ışığı görünmüyordu,
İğne deliği penceresinden.
Hem görünse ne olur du ki?
Ne değişirdi?
Nefes almak bile acı verir olmuşken,
Sevdiğinden ayrıyken,
Ve buluşmak için ihtimal yokken,
Umut ışığı ne işine yarayacaktı.

Tüm hücrelerine işlemişti,
Sevdiğine kavuşamamanın acısı.
Uzak bir şehirde de olsa,
Aynı gökkubbenin altında
Nefes alıyorlardı ya o yeterdi ona.
Sevdiği kızı yanlızca bir kere görmüş,
Yüzünü mıh gibi işlemişti hafızasına.
Platonik bir aşktı onun aşkı.

Aşık olduğu kız ,
Bilmiyordu sevildiğini.
Bilse herşey farklı olurdu belki.
Evleneceği kız o olmalıydı,
Belki de o olacaktı.
Onsuz yaşayan bir ölüden,
Farkı yoktu ki.
Ne yapacağından bir haber,
Yaşamaya çalışıyordu işte,
Adına yaşamak denilirse.

Uykusuz geceler,
Dört bir yanını saran aşk kıvılcımları,
Etrafa saçılmış yürek kırıntıları,
Hasret dolu karanlık geceler,
Beklemekten bezmiş bir insan portresi.
Daha ne kadar bekleyecek,
Bilmiyordu bilemiyordu.

Ama bildiği tek bir şey vardı,
Ucunda ölüm bile olsa,
Sevdiğine kavuşacaktı,
Bu dünyada değilse bile,
Ölümden sonra buluşacaklardı....



Elif Yalçın 

Platonik Aşka Mektup


Sevgili Platonik Aşkım'a ;
Seni ilk gördüğüm andan beri senden çok hoşlanıyorum. Biliyorum sen benim farkımda bile değilsin. Şu anda bulunduğum yerden çok daha uzaktasın. Hatta daha kötüsü başka bir ülkedesin. Ayrıca benden yaş olarak büyüksün. Ama olsun. Seni herşeye rağmen çok seviyorum.  Benim yaşıma uygun davranmama hatta yaşımdan daha olgun davranmama sebep oldun. Bunun için sana ayrıca teşekkür ederim. Belki birgün kader bizi aynı mekanda buluşturur. Ne dersin? Eğer o gün gelecekse inşallah çok yakın bir tarihtir. Çünkü sen gerçekten bugüne kadar tanıdığım bütün insanlardan daha sıcak kalplisin. Daha önce böyle oldu şöyle oldu demeyeceğim. Artık ileriye bakmak istiyorum. Senin olduğun ve hep olacağın geleceğime bakmak istiyorum. Umarım en yakın zamanda seni tekrar görüp, sesini duyarım. Seni ne kadar sevdiğimi heryere yazdım. Her canlı varlığa anlattım seni. Belki inanmayacaksın ama geceleri o kadar göz bana bakarken uyuyamıyorum. O gözler kimin mi? Tabii ki senin fotoğraflarındaki senin gözlerin. Sana ithafen bir mektup bile yazamıyorum. Aslında sana diyecek bir söz bulamıyorum. Sana başka birşey sormak istiyorum. Sen hiç kanatsız melek gördün mü? Ben gördüm. Ve o kanatsız melek sensin. Mektubumu burada sonlandırmak zorundayım kendine hep iyi bak. O güzel yüzünden gülücükler hiç eksik olmasın.
Sevgilerimle ;
Dream-Maker

Platonik Bir Aşk Hikayesi

YAŞANMIŞ BİR PLATONİK  AŞK HİKAYESİ 
10. sınıf İngilizce dersinde yanımda bir kız oturuyordu onun için 'benim en iyi arkadaşım' diyordum... ama ben onun ipek gibi saçlarınına bakıp onun benim olmasını istiyordum... ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum, dersten sonra kalktı ve geçen gün sınıfta olmadığı için günün notlarını istedi ona notları verirken bana teşekkür etti ve yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum... 11. sınıf Telefonum çaldı, arayan oydu ve  ağlıyordu banaaşkın nasıl kalbinikırdığını anlattı, beni evine çağırdı, yalnız kalmak istemediğini söyledi,bende tabiki gittim, koltuğa, onun yanına oturdum, güzel gözlerine bakmaya başladım ve onun benim olmasını diledim, 2 saat sonra Drew Barrymore'un bir filmi başladı ve onu izledik filmi izledikten sonra uyumaya karar verdi, bana herşey için teşekkür etti ve yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum... Son sınıf Mezuniyet balosundan birgün önce yanıma geldi ve çıktığım çocuk hasta ve partiye gelemicek' dedi, benimde çıktığım biri yoktu ve 7.sınıfta birbirimize söz vermiştik eğer çıktığımız biri olmazsa partilere birlikte gidicektik, 'en iyi arkadaş' olarak. Ve partiye birlikte gittik, o akşam çok güzeldi, her şey yolunda gitti, partiden sonra onu evine kapısının önüne kadar bıraktım, kapının önünde ona baktım o da bana o güzel gözleriyle gülümseyerek baktı. Onun benim olmasını istiyordum...ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum, bana 'hayatımın en güzel zamanını geçirdiğini' söyledi ve yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesin istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum... Günler, haftalar, aylar geçti ve mezuniyet günü geldi çattı... Sürekli onu izledim onun mükkemmel vücudunu seyrettim.Diplomasını almak için sahenye çıkarken sanki havada süzülen bir melek gibiydi.Onun benim olmasını istiyordum... ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum.Herkes evine gitmeden önce yanıma geldi ve ağlayarak bana sarıldı sonra başını omzuma koydu ve 'sen benim en iyi arkadaşımsın, teşekkürler' deyip yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum... Aradan yıllar geçti... Bir kilisedeyim ve o kızın nikahını izliyorum...evet artık evleniyordu,onun 'evet, kabul ediyorum' demesini,yeni hayatına girmesini izledim,başka bir adamla evli olarak. Onun benim olmasını istiyordum...am o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum. Yeni hayatına girmeden önce yanıma geldi ve 'nikahıma geldin teşekkürler' deyip yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum... Yıllar çok çabuk geçti... Şu an benim bir zamanlar en iyi arkadaşım olan kızın tabutuna bakıyorum, eşyaları toplanırken lise yıllarında yazdığı günlüğü ortaya çıktı... Hemen günlüğünü aldım ve günlükte okuduğum satırlar şöyleydi... 'Onun gözlerine bakarak onun benim olmasını diledim... ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum.Keşke bana beni sevdiğini söyleseydi.

Platonik Aşk Hikayesi


Sana uzaktan bakıyorum. Sana bakmak inanılmaz mutlu ediyor beni. Sen gidince aklım da senin peşinden sürüklenip gidiyor, yüreğim de.. Yanında biri mi var, ona bir şey mi söylüyorsun, onunla gülüyor musun.. içim yanıyor. Ama senden sonra gördüğüm o insan birden senden biri oluyor. Senin baktığın her yer artık güzel, senin konuştuğun her insan, özel oluyor. Sen evine şu yollardan gidiyorsun. Ardından yürüyorum. Beni fark etmiyorsun. Önünden geçtiğin evlere, gölgesinde yürüdüğün ağaçlara, her gün bindiğin otobüse bakıyorum. Senin gözünle bakıyorum. Sen yokken de o yollardan defalarca geçiyorum. Senin kokun, senin havan, senin auran sinmiş havaya.. Sanki seni soluyorum. Akşamları ne yaparsın acaba? Sofraya oturduğun zaman yanında kimler var? Hangi yemeği severek yersin, neyi sevmezsin? Kitap okur musun? Hangi kitapları seversin? Ne tür filmlerden hoşlanırsın? Televizyon izler misin?Arkadaşlarınla en çok neye gülersin? En çok kim kızdırır seni..Hangi futbol takımını tutarsın? Bilmeliyim. Senin hakkındaki bütün ayrıntıları öğrenmeliyim. Çünkü ben de o filmlere gideceğim, ben de o dizileri izleyeceğim, ben de o yemekleri seveceğim ya da nefret edeceğim. Bilmeliyim. Baştan kuruyorum dünyamı. Seninle yaşamaya başlıyorum. Onca kalabalığın içinde, karmaşık yaşamın ortasında eğer sen varsan daha seni görmeden bir kuş gibi çırpınmaya başlıyor yüreğim. Bir ışık çarpıyor yüzüme, bir sıcaklık yürüyor göğsümde. Anlıyorum ki sen varsın. Sen ordasın. Sen gelmişsin. Bakmadan, başımı çevirip seni görmeden varlığının farkındayım. Ey uzak uzak baktığım.. göz göze gelmeden, saçını okşamadan, değil bir rüyayı bir cümleyi paylaşmadan sevdiğim sevgilim. Bir aşk filiz verdi, fidan verdi, kök saldı içimde. Onu sana göstermek için ömrümü veririm.